Çocuklarda Dijital Oyunların Olumsuz Etkileri

Çocuklarda Dijital Oyunların Olumsuz Etkileri: Uzmanlardan Uyarılar ve Ebeveynler İçin Rehber
Çocuklarda dijital oyunların olumsuz etkileri. Dijital oyunlar günümüzde çocukların günlük yaşamının vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Eğlenceli ve öğretici yönleri bulunmasına rağmen, kontrolsüz ve aşırı oyun oynamanın çocuklarda ciddi davranışsal sorunlara yol açabileceği uzmanlar tarafından sıkça vurgulanıyor. SolutionS-Center bağımlılık tedavi merkezinden davranış terapisti Bas Brons, çocukların giderek daha küçük yaşlarda uzun süre oyun oynamayı “normal” olarak görmeye başladığına dikkat çekiyor.
Dijital Oyunların Gizli Tehlikesi: Bağımlılık Riski
Oyun oynamak tek başına zararlı olmasa da eğlence ile bağımlılık arasında çok ince bir çizgi bulunuyor. Çocuk psikoloğu Steven Pont, çocukların ekran başında kendi kendilerine sınır koyamayacağını şu sözlerle açıklıyor:
“Çocuklar yarım saat sonra kendiliğinden duramaz. Sınır koyulmadığında saatlerce oynamaya devam ederler.”
İSTENEN PARAGRAFTAN SONRA ÇIKAN REKLAM ALANI - 1
Bu nedenle oyun sürelerini denetleme ve sağlıklı alışkanlıklar oluşturma sorumluluğu büyük ölçüde ebeveynlere düşüyor.

Oyunlar Neden Bu Kadar Çekici? Beynin Ödül Mekanizması İş Başında
Uzmanlara göre oyunların bu kadar dikkat çekmesinin sebebi tamamen oyun endüstrisinin tasarımlarından kaynaklanıyor. Oyunlardaki:
- Puan kazanma,
- Seviye atlama,
- Ödül toplama,
gibi mekanikler beynin ödül merkezini harekete geçirerek dopamin salgısını artırıyor. Bu da çocuklarda kısa süreli mutluluk hissi yaratarak oyuna karşı bağımlılık riskini artırıyor.
12–15 Yaş Arasındaki Çocuklar Neden Daha Riskli?
Brons’a göre beynin kontrol ve karar verme mekanizmasının tam gelişmesi 24 yaşına kadar sürüyor. Bu nedenle özellikle 12–15 yaş arası ergenler, statü ve başarıya daha fazla önem verdikleri için oyunlara karşı çok daha savunmasız hale geliyor. Bu yaş grubunun oyun bağımlılığı açısından en riskli dönemlerden birini oluşturduğu belirtiliyor.
Oyun Bağımlılığının Belirtileri: Ne Zaman Tehlike Çanları Çalar?
Her ne kadar DSM-5’te resmi bir teşhis olarak yer almasa da oyun bağımlılığı, diğer bağımlılık türleriyle benzer belirtiler gösteriyor. Aşağıdaki davranışlar oyun bağımlılığına işaret edebilir:
- Okul başarısında düşüş
- Sosyal ilişkilerde zayıflama
- Aile içi iletişimde bozulma
- Evden çıkmak istememe
- Özgüven kaybı
- Uyku düzeninin bozulması
- Kaygı ve depresyon belirtileri
Aşırı oyun oynayan çocuklarda sınır getirildiğinde öfke patlamaları da sıkça görülebiliyor. Sürekli kazanma baskısı ve performans kaygısı ise çocukları olumsuz bir döngünün içine sokabiliyor.

Ebeveynler İçin Sağlıklı Oyun Kullanımı Rehberi
Dijital oyunların tamamen yasaklanması yerine, kontrollü ve sağlıklı bir kullanım alışkanlığı oluşturmak çok daha etkili bir yöntemdir. Uzmanların önerileri şu şekilde:
1. Oyun Konsolu veya Cihaz Alırken Sorumlulukları Unutmayın
Pont’a göre oyun konsolu çocuğun tek başına yönetebileceği bir cihaz değildir. İlk günden itibaren aile içinde net kurallar belirlenmelidir.
2. Sınırlar Belirleyin ve Tutarlı Olun
- Günlük maksimum ekran süresi oluşturun
- Ekran süresini günün geç saatlerine erteleyin
- Fiziksel aktiviteleri oyun zamanından önce tutun
- Kurallar konusunda tutarlı olun
Tutarlılık, sert kurallardan çok daha etkili bir yapı oluşturur.
3. Çocuğunuzla Açık ve Samimi Bir İletişim Kurun
Brons, oyunlar hakkında yargılayıcı olmayan bir iletişim kurmanın önemine dikkat çekiyor. Çocuğa şu sorular yöneltilebilir:
- “Hangi oyunları oynuyorsun?”
- “Bu oyunu neden seviyorsun?”
Bu yaklaşım, çocuğun oyunları gizlemek zorunda hissetmesini engeller.

4. İyi Bir Rol Model Olun
Ebeveynlerin kendi ekran kullanım alışkanlıkları çocuklar üzerinde doğrudan etkilidir. Sürekli telefonda vakit geçiren bir ebeveynin çocuğa ekran sınırı koyması oldukça zor olabilir.
Ne Zaman Profesyonel Destek Alınmalı?
Eğer koyulan sınırlara rağmen oyun üzerinde kontrol kayboluyorsa, bir psikolog veya aile hekimiyle görüşmek faydalı olabilir. Oyun bağımlılığı çoğu zaman yalnızlık, başarısızlık korkusu veya özgüven sorunları gibi daha derin sebeplerden kaynaklanır. Bu nedenle çocuğun duygusal ihtiyaçlarını anlamak büyük önem taşır.





